30.5.06

......Çocuk bakımında zincirleme reaksiyon diye bir şey var bence…

Bu saptamayı bedelini ödeyerek yapma hakkına sahibim bugün ben…

Sabahtan beri başınızın etini yiyen bir çocuk ile haşır neşirseniz belki de bunun sebebi dün vakitsiz çalan bir telefondur…Evet dün, bugün değil.

Dün kızımı öğleye doğru yatırdım, ve kendi dünyama daldım. Uyuduğu odada bırakmış olduğum telefonun farkında bile değilim. En az 2 saat uyuması gereken cadı ancak bir saat uyumuştu ki çalan telefonla uyandı.

Yandı gülüm keten helva. Bir daha uyut uyutabilirsen… Bu durumda akşamı zor ettik tabi. Hava kararmadan uykuya teslim oldu Nehir.

Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Sabah 6:30 olmadan yatağından fırlamış bir minik canavarla karşı karşıya kaldım.

Zaman biraz ilerledi, yerde mi gökte mi karıştırmaya başladı tabi… Uyumalı mı , uyumamalı mı, yemeli mi yememeli mi o da bilemiyor. E bunun eziyetini de hayatta en çok sevdiği insana yapmasında hiçbir sakınca görmüyor haliyle…

Nasıl bir şeydir bu gerilim, insanın bacaklarında bile hal kalmıyor. Şu an öyle bir durumdayim ki her fuar gezisi sonunda yorgunluğumuzun suçunu yerin altından geçen elektrik kablolarına attığımız günlerin bir benzerini yaşıyorum…İşin kötüsü elektrik yerin altında değil, bedenimde..Bacaklarım şu anki yaşıma 40 daha ekleyin, işte o zaman nasıl sızlaması gerekiyorsa öyle sızlıyor.

BU durumu iyi biliyorum ben. Bu sızıyı en iyi banyo geçirir. Tüm lüzumsuz elektrik su olur akar gider.

Kızı uyutmaya uğraş verirken sabırsızlandığım iki şey vardı:
1-uyusun da gideyim banyo yapayım, elektriğimi atayım.
2-uyusun da gideyim yazı yazayım, elektriğimi atayım.

İkisinin attığı elektriklerin yeri farklı farklı tabiî ki….

Tabi iyice yorulsun da şaşmış teptilini biraz daha şaştırsın ibreyi normale döndürsün diye öğle vakti sokağa çıkma hikayesini uzun uzun anlatmıyorum bile….

Çıkmışken, Mırnık efendi’nin maması bitmişti onu da alırım dedim, mama hariç her şeyi aldım döndüm.

Zincirleme reaksiyon onu mu vurdu beni mi belli değil…

Ama emin olduğum bir şey var, her şey bir telefonla başladı…. Posted by Picasa

No comments: