21.8.11

Epidermik ve topidermik farkındalık- hem de sürekli....

"Düşünce, dar giysilerden nefret eder!" der
Umberto Eco bir makalesinde.

Eco, savını kot pantalonla geçirilmiş günlerini özetleyerek destekler:


"Bu kıyafet bana bir tavır dayatmaktan da öte, dikkatimi tavrıma ve duruşuma çekerek, beni dışa dönük bir hayat yaşamaya zorluyordu. Diğer bir deyişle içselliğimi azaltıyordu. Benim mesleğimdekiler için etrafta dolaşırken kafanın başka yerlerde olması doğal bir şeydir: yazılması gereken makaleler, verilmesi gereken dersler, bütün ve parça arasındaki ilişki, Andreotti hükümeti, dindeki günah ve kefaret sorunsalı, Mars'ta hayat olup olmadığı, Celentano'nun son şarkısı, Epimenides paradoksu gibi. Biz buna "iç yaşam" diyoruz. İşte, yeni kıyafetimle, yeni yaşamım tamamen dışa dönükleşmişti. Ben ve pantolonum arasındaki ilişki ve ben, pantolonum ve içinde yaşadığımız toplum arasındaki ilişki üzerine düşündüm. Yeni bir toplum bilincine ulaşmıştım, diğer bir deyişle epidermik farkındalığa."

Epidermik farkındalık tek başına ise yine hafif atlattınız, bu işin bir de topidermik kısmı var ki değmeyin gitsin.

Demem o ki güzelliğe dair siz uyurken hatları çizilmiş standartlar kasıksal kasıntılardan sorumlu kot pantalonlarının altına bir de 10 puntoluk topukluları eklemişler de haberiniz yok.

Önümde bir genç çift, erkek olanı yürüyor ancak dişisi belli ki yürütülüyor. Kızcağız oğlanın kolunda sekiyor ya da topallıyor, çanta da ağır gelmiş zahir, o da oğlanın kolunda.

Tüm plajlarda olduğu gibi, en dişi- en kadınsı desenli tüm çantalar en kıllı, en erkek omuzlardan sarkıyor.

Bazen düşünüyorum da, bu erkekler bize iyi katlanıyor.
Tüm şıngırtılarımız, tıkırtılarımız ve fışırtılarımız arasında düşünce kapılarından uzak düşen beyinlerimiz de öyle...