......Kadınlar evlendikten sonra “Hurç” diye bir kavramla tanışırlar.
“Yaz ve Kış” evlenmeden önce de vardı(r) ama angaryaları evlendikten sonra gelir.
2. bin yıla girdik, aradan 8 ay geçti evlendim. O gün bugündür hamileliğim hariç hurçlarımla baş başayım.
Onlardan nefret ediyor ama onlarsız olamıyorum. Mevsim bitişlerinden en çok hurçlarla “tek yol mecburi içli dışlılık” sonucundan dolayı ödüm patlıyor.
Boşalt, katla, ayır, yerleştir, doldur fermuar çek, olmadı çekeme yardım iste, fermuar patlat, suni eğreti çözümler bul, tık- dik falan derken işin en zor kısmına, “hüyelayı” tepeye kaldırma safhasına gel. Bu iş genelde evdeki erkeğindir tabi. Ama bazen bunun için keyif beklemeye sabrınız olmaz.
İşte geçen gün böyle bir sabırsız gündü benim için.
Kendi yazlık-kışlık sorunsalımızı önceki günlerde halletmiştim, sıra kızınkilerde...
Kızın kıyafetleri ufak, zahmeti de az olur dedim. Eh öyle de sayılır… Yine de belimi yamultmadan dolabın üzerine “adı tuhaf” yükü yerleştirmeye çalışırken ummadığım yerde bir acı hissettim.
Biri ayak bileğimi ısırıyor… Hayatta kaçamadığınız acılar vardır :) İşte bunlardan birini raporluyorum şimdi. Eliniz-omzunuz-başınız-göğsünüz arasında bir yerlerde hurç canavarı, evladınız ayak bileğinizi ısırıyor. Katlanacaksınız. “No tepki”
Şaka bir yana, Tanrı’dan bir dileğim var: onların bize yaşatacağı en büyük acı bu olsun…
Isırma konusuna dönelim. Hafif sıyrıklarla atlatmaya çalıştığımız bir dönem geçiriyoruz…
Nehir tamamen eğlence amaçlı olsa da baktık dişlerini bilemeye başlamış, gülmemeye, kızmamaya, tepki vermemeye çalışıyoruz.
*Gülersen bunun bir eğlence aracı olduğunu düşünecek, sık sık başvuracak.
**Kızarsan, dikkatini çekme aracı olduğunu düşünecek sık sık başvuracak.
E ne yapılacak o zaman?
Hiiiiç.
Orada yokmuşsun gibi davranılacak.
Yahu nasıl olur, oradayım ve ısırılıyorum…
Yazıya ilk başladığım yere dönmek istiyorum:
*Kadınlar evlendikten sonra “Hurç” diye bir kavramla tanışırlar.
**BU angaryadan, anneleri – teyzeleri yakınlarında oturuyorsa yalnızca hamilelik döneminde kurtulurlar.
***Sonra hayatlarına bir evlat girer.
Ayak bileklerine yapışmış bir çift minik çene, bakalım saat izi çıkmış mı çıkmamış mı, Kadınlar “hurç” yerleştirmeyi öğrenirler…
5 comments:
hahahahahaha !!!
allah iyiliğini versin Binnur ! Sabah sabah güldürdün beni çok.
Hurçlar, anlatımın sayesinde koca kafalı, şişko, pis pis gülümseyen canavarlar olarak geldi gözümün önüne !!
Haklısın, düşündüm de, hurçlar gerçekten evlendikten sonra giriyor hayatımıza ve her sene sanki giderek sayılarını artırıyorlar. Yaşamımızda istikrarlı şekilde çoğaln yegane şey galiba bunlar ! :))
Aslında bunlar bölünerek çoğalan mikroorganizmalar.İlahi Binnur,hurç meselesini de öyle edebi bir dille yazıya döküp sonucu Nehir'e bağlamışsın ya,bravo!Öpüyorum sizi
Sevgili Mutfakrobotu ve Sevgili Dr. Arzu,
demek eğlendiniz, ben paçamı nehir kapmısken pek eglenmiyordum ama (şaka şaka) aslında ben de eglendim, hem yaşarken hem yazarken...
İçimden hale bak yahu dedim, yapıştı paçaya, tam şu anda hem de...
aman tanrım!öyle aşşa aşşa iniyordum ki gözüme takıldı.inan hurç murç okuyamadım tek yerde takıldım kaldım:ısırılmak.bak kolu ,bacağı, zaman zaman olmayacak yerleri(boyun,omuz), muntazaman heryeri ısırılan bir anne olarak soruyorum:bu olay sürekli mi?,devamı gelmedi mi?geldiyse defedildi mi?edildiyse nasıl edildi?of ya yaz da geldi,hadi yakın çevre biliyor bizim bücüriksin huyunu da artık utanç verici olaya başladı bu olay(acı kısmını saymıyorum bile!)
ISIRILMAK YA DA ISIRILMAMAK,İŞTE BÜTÜN SORUN BU! :(
Sevenmami
vALla uzerinde durmamak iyi geldi bize. Ancak bu işin bir kitabı yok ben bunu anladım. Cunku her cocuk ayrı bir kitap.
Seninkinde ise yaramayabilir.Ancak biraz sıkıp dişini ne acıdı tepkisi ne de sevimli bir durum olarak gorup gulme tepkisi vermezsen belki bir ihtimal yakın zamanda unutur.
Yine mi olmadı. Artık sabırla bu donemin bitmesini bekleyeceksin.
NEyseki cevremde kazık kadar olup da hala ona buna diş geciren biri yok...
Bu iyi bir sey...)
GEcecekkk geceeeeek.....
:P
Post a Comment