27.6.06

.....Maslow’un ihtiyaç piramidi diye bir teori var duymuşsunuzdur.

BU piramidin en altında fizyolojik ihtiyaçlar yer alır.. Yeme, içme (tabiî ki bahsedilen likit, H2O), ve bedensel her türlü talebimiz işte…

Söz konusu piramit, her basamaklı piramitte olduğu gibi adım adım arşınlanır. Bir sonraki aşama için illaki önceki basamak geçilmiş olmalı…

Bir yandan Maslow’a hak vererek en birincil ihtiyacımı gideriyor mükellef bir bezelye-pilav ekürisini içselleştiriyorum. Bir yandan da yazmak istediğim ne kadar çok şey var diye düşünmeden edemiyorum.
“Yazarak var olma” diye nitelendirebileceğimiz böylesi bir talep, olsa olsa listenin 5. ve son maddesi kapsamına girebilir.

İsterseniz bir de siz bakın:

1-Fiziksel gereksinimler (yiyecek, su, barınma...)
2-Güvenlik gereksinimi (emniyet, korunma, sağlık...)
3-Sosyal gereksinimler (bir topluluğa ait olma hissi, sevgi...)
4-Saygı görme gereksinimi (toplumda sayılma, sosyal statü)
5-Kişisel ilgileri/fikirleri/idealleri ortaya koyma gereksinimi (kendini geliştirme, kişisel yaşamı zenginleştirme, kişisel hedefleri gerçekleştirme)

Biraz daha düşününce bu yazma ve anlatma tutkumun en temel ihtiyaçlarıma ne kadar da yakın olduğunu görüyorum. Öyle ya bu bir saygı görme gereksinimi de olabilir (iş hayatından çekilmiş gibi görünüyoruz ama hala üretiyoruz ispatlamacası) ki bu madde 4…

Ayrıca madde 3 de durumuma hitap ediyor. Yaptığım şeyin bir sosyal gereksinimden kaynaklandığı açık; Bir topluluğa ait olma hissi, sevgi arayışı vs.
“Anneler” diye bir grup var şu dünya üzerinde… Sanırım onların arasına sızmaya çalışıyorum. Ancak bu anneler grubunun içinde bir de alt fraksiyonlar var: En genel anlamda ikiye ayrılıyorlar.

A) Adanmış ve otobanda yağ gibi kayan gıcır anneler (bakınız şu yazım)

Ve

B)Yine adanmış ama yokuş çıkamayan kamyon modunda yıpranmış anneler…(bakınız tüm yazılarım)

Şüphesiz ben ikinci gruba aidim… Üstelik utanmadan tek çocukla…

Bu durum umarım sevgisizlik olarak algılanmıyordur. Dünya üzerine gelmiş/geçmiş milyarlarca ana arasında birkaç tuhaf istisna hariç tüm anaların paylaştığı tek bir ortak nokta var olsa gerek: Evladını her şeyden çok sevmek…

Neden bilmem bugün bunları anlatma ihtiyacı duydum… VE sizinle olan güzel temasımın Maslow’un listesindeki sondan 3 madde ile alakalı olduğunu söylemek istedim, bir de benzer’in benzer ile dost olduğunu bildiğimi… (doğru bilmiş miyim?)
 Posted by Picasa

6 comments:

Anonymous said...

bu yazı bana bizim yüklüğü hatırlattı. çünkü bende Maslow'un bir süredir bulup bakmak istediğim bir kitabı var ama neredeyse tüm kitaplarım yüklükte :( evet evet şu insanların hurçlarını filan koydukları yer! ev çok küçük, hiçbirşeye yer yok, daha doğrusu kızımın ulaşamadığı bir yer yok... yokuşu çıkamayanlardan biri olduğum buradan da anlaşılıyordur. neyse, bloglar sayesinde yazma sevgisi olan insanlara rastladığım için seviniyorum: yalnız değilim, oh be! sevinci. bu yalnız olmama hali iki anlamda, hem yaşadığım sıkıntılar anlamında hem de "kafamda yazacak bir sürü şey var" hissini bilir ve severim :)

Binnur A. Ö. said...

isilcigim
aksamdan beri su yazina cevap verecegim habire engelleniyorum (malum)
E peki neden senin de blogun yok?

Anonymous said...

sevgili binnur, bu zamana kadar çok yazdım (mektup/mail arkadaşlarıma). sonra yavaş yavaş farkettim ki ben hep aynı şeyleri yazıyorum: "hayatta hiçbirşeyi doğru dürüst beceremiyorum. neden beceremiyorum? ve de becermeli miyim?" bu farkediş canımı çok sıktı. bir süre susmak lazım. ama gene de şunu yazmak istiyorum: bugün kızım bize küstü. dışarda küreğiyle oynarken küreğini ağzına sokup duruyor diye azarlandığı için küstü bir daha oynamadı. ben çok üzüldüm. bazen maslow piramidi çocuklar için "tersten" geçerli olabilir...
gene de

Zeynep B. said...

Düşündüm de aslıonda bu piramide göre en sonda olan madde günlük hayatımızda bizler için birincil. Hayatı tersten yaşamamız lazım demek ki ! :)

Binnur A. Ö. said...

Robotcugum
seni bilmem ama karnım açken benim gözüm hicbirseyi gormuyor :)
Ancak diger ihtiyaclarımızı şükür ki karşılayabiliyoruz bu yuzden onların basamktaki yerinin farkında bile degiliz. Dedigin gibi en tepedeki en önemli gözüküyor bu yuzden..
Sevgiler

Binnur A. Ö. said...

Sevgili Işıl,yazdıklarını okuyunca aklıma gelen şu:
ben de acaba bir gun kendimi tekrarlar hale gelir miyim..
Cevap hayır olsa gerek. cunku bizi yazmaya iten şeyler (bu sayfada çocuk) bize yazmak icin sonsuz konu ureteceklerdir.
Yani maillerde yazdıgın sey nasılsın iyi misin vs vs. Onlar hep aynı olmalı tabi.
Ama sen hayattan ve cocuklardan bahsetmek istedin mi bu konunun dibini bulursan şaşır bence :)