…..
Dünya çığırından çıktığı zaman, olup bitenlerin nedenini ve niçinini anlamaya çalışıyorum ve sadece üzerime düşeni yaptığımı için rahatlıyorum., keyfim yerine geliyor; bana vaktiyle sevinç vermiş olan şeyler kalıyor geriye: Müzik ve resim, bulutlar ve ilkbaharda bitkiler toplamak, güzel kitaplar ve kedim Mimi, sen ve daha birçok şey- kısacası, Karun gibi zenginim ve sonuna kadar böyle olacağına inanıyorum.
Günün yavanlığı içinde kendini mahvetmek benim harcım değil. Örneğin, Goethe’nin olaylar karşısındaki serinkanlılığını düşün, bütün ömrü boyunca, tanık olduğu olayları hatırla: Sonradan kanlı bir Fars etkisi yaratacak olan büyük Fransız Devrimi; ardından, 1793’ten 1815’e kadar devam eden ve dünyaya bir delilerevi görünümü veren savaşlar… VE bütün bu zaman boyunca, Goethe, bitkilerin başkalaşımı, renkler teorisi ve binlerce şey üzerindeki araştırmalarını büyük bir sükunetle sürdürüyordu. Senden Goethe gibi şiir yazmanı istemiyorum, ama onun hayat görüşünü, ilgilerinin evrenselliğini, iç huzurunu herkes kendine örnek alabilir, ya da en azından, bunu denemeye çalışabilir….
Rosa Luxemburg'dan Louise Kautsky'ye Şubat 1917 tarihli mektupdan
(Kaynak: Kitap-lık dergisi)
1 comment:
dünyaya bir delilerevi görünümü veren savaşlar…
işte cümlem. seni seviyorum rosa diyesim var.
Post a Comment