23.9.07

Ayak Uydurmak .....


Bilgi otobanı malum her evden geçiyor.
“Dur biraz!”
Her evden değil elbette, ama eminim benim hayatımın sınırlarına dahil olmuş tüm insanların neredeyse tümünün evinden geçtiği kesin.

Buna şaşırmalı mı? Pek değil. Aynı trendleri takip eden, aşağı yukarı aynı kültür seviyelerinin gerekliliklerini yaşayan bir insanlar topluluğunun bireyleriyiz işte.

E bir de benzer benzeri seçer. Hayatının sınırları içine beni dahil etmiş bir zat ile aramızda şöyle bir diyalog olması beklenemez.

Mail gönderecem sana, mail adresin ne?
Mail de ne be?
??? Sen internet ne biliiiin mi?
Hııı? O da ne?

Ola ki aramızda böyle bir diyalog geçti, hadi biraz abartalım, bu bizim son diyalogumuz olur.

Olası bir başka diyalog ki bir başka kişiyle muhtemelen şöyle olacaktır.

Ya şu kızı tanıyon mu?
Onu mu, geç ya onu, salağın teki o.


Buradan sadece iş dünyasının değil, şahsi ilişkilerin de güncel olanı takip etmeyi gerektirdiği – size buna zorladığı sonucu çıkabilir.

Bu belli belirsiz bir stres kaynağıdır.

Konuyu bilgisayarlardan açtık, bilgisayarlardan devam edelim.
PC’niz vardır, internetiz de elbette.
Mail desen gırla, her bir yandan havan topu bombardımanı gibi size yağmakta.
İçinde bulunduğunuz topluluğun yürüyüş temposuna adımlarınızı uydurmuşsunuz.
Bu demektir ki düşmek yok, düşüp de hala yürümeye devam eden grubunuzca ezilip yerle yeksan olmak yok.
Durun nereye gidiyonuz? Biraz tolerans gösterin size ayak uyduracam diye arkalarından ağlanmak yok. (Tabi ki abartmayı seviyorum. Bu bir zaaf- affınıza mağruren)

Burada anlatmaya çalıştığım belki de sosyalogları ırgalar. Görünen o ki insan denen düşünen organizma kendine bir çevre oluştururken tavır ve tutumlar ve dahi gelenek ve görenekler üstüne üstlük alışkanlık ve ilgi alanları açısından üç aşağı beş yukarı kendi gibi olanları kale almakta.

Ya da özün özü bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

Bugünlerde ve aslında zaman zaman bana gelen maillerden kim olduğumu ve kim olmam gerektiğini görmekteyim.

Örneğin ben 37 yıl kendimi tanımama yetmemiş gibi bu sorunsalı halletmek için kişilik testi çözmesi gereken biriyim.

Görevim bunla da bitmiyor. Bu testi çözdüten sonra illaki skorumu da mailin en bi tepesine ekleyip kişilik özeliklerimi derhal ve anında arkadaş listeme pas etmeliyim.
Bu onların da beni tanımadığını varsaymak anlamına gelse bile:)

Sonra ben zengin olmayı deliler gibi istemeliyim (İtirazım buna değil elbette- henüz zengin olmamış olmaya).
Zengin olmak için çalışmak- sebat etmek- e olmadı loto oynayıp yaradana dua etmek gibi bildik yolları unutup e-posta kutuma düşen dijital tweety, şans meleği, çin tantrası gibi bilimum zırdavatı keza ve bizzat ve hatta illaki arkadaşlarıma göndermeliyim.
Söz konusu maili gönderme konusunda tereddüte düşme gibi bir şansım olmadığını da bilmeliyim. Silinmiş ya da gönderilmeden posta kutusunda bekletilmiş bir şans meleği olsa olsa fakirlik demek ve bunun ne kadar berbat bir şey olduğunu açıklamaya elbet gerek yok. Hele berbatlığın sınırları ayak uyduramama ile örütüşüyorsa hiç.....

Tüm bunları sinirle değil inanmazsınız gülerek ve neşeyle yazıyorum.
Arkadaşlarımı biraz dürtmek biraz da gıdıklamak maksadım.

Ancak daha da ötesi onlara henüz tanımadıkları ama benim tanıdığım onlarca olası arkadaşları olduğunu bildirmek.
Bunu nasıl mı anladım?
Bir test ya da bir şans bocuğu kutuma ne zaman düşse hemen bir beklentiye giriyorum.
Bugün, diyorum,
olmadı yarın
bu mailin aynısını teeeee memlektin bir başka köşesinden ve sonra bir başka köşesinden yine alacağım.
Ve her seferinde haklı çıkıyorum.
Bir maili birbirini tanımayan ama benim tanıdığım onlarca arkadaştan bir şekilde alıyorum.
Ah diyorum ah, siz aynı şehirde olacaktınız, ben sizi tanıştıracaktım
Ne cankuş olurdunuz siz ne cankuş*….

*cankuş=kanka

6 comments:

GULTEINEN ENKELINI said...

son iki cumlene koptum!!
vallahi haklisin yaaa..

Anonymous said...

vakitsizlikten acele acele okudum, tweety işini pek anlayamadım ama yazdığına sevindim. 'iş'li hayat nasıl gidiyor?

Aslı Cin said...

Binnur bazen bunu ben de düşünüyorum, sonra internete giriyor ve herşeyi unutuyorum :)))

Gizem said...

Hikayeni devam ettirelim.
Bu cankuslar maillerini alirlar, mesajlasirlar. Facebook'da listeye eklerler.
Sanaliz biz sanaliz sanaliz
Herkese mail atar biktiririz
Bezdiririz.

'Yorum mail sayiliyor mu' Gizem

Zeynep B. said...

işin bir başka komik tarafı: "göndermezsem içim rahat etmiyor yaaaa ! Olur da ters teperse diye korkuyorum" diyenler bana kalırsa :))

Anonymous said...

biliyorum mutlaka cok yogunsunuzdur ama kendinizi bukadar zaman sonra boyle uzak birakmak sizi takip edenlere biraz haksizlik oluyor bence artik sik kullanilanlar listemde olmayacaksiniz,cunku beklemekten gercekten sikildim.

Esra