6.7.07

Ne demişti Fındık Faresi

Biraz eskilere gidelim.
Sene 1988.
HAdi sinemaya gidelim dedim mi herkesler bir yana dagılıyor. Yok yok beni sevmediklerinden değil, her kafadan bir ses çıkıyor ya, aslında dağılan benim; onlar dağılıyormuş gibi geliyor.
Sonra kafam bozuluyor. Yok o filme gitmeyelim, yok bu filme gidelim ama bugün gitmeyelim türü "sıtk" sıyırıcı şeylerden yakamı sıyırıyorum ve sinemaya tek başına da gidilebileceğini keşfediyorum.
O kadar gencim ve o kadar henüz " anne değilim " ki savaş filmleri vız geliyor bana.
Ölüyorlamış - kalıyorlarmış ne gam.
Film etkileyiciymiş, gidilir işte.
Müfreze'ye gidiyorum.
bir kere,
bir kere daha ,
bir kere daha,
bir kere daha.
HAtırladığım sayı 4. Belki daha fazla olmuştur.

NE buldum ben o filmde.
Sanırım 68 ruhunu.
Emperyalist zırvalıklar yüzünden 19'unda ruhu yaralanan insanların dramını,heder olmuş hayatları ve bir de Charlie Sheen'i.

Sanırım fena halde tipimdi o benim. Sonraları ona çok benzettiğim bir eş bulmam bunun bir açıklaması olabilir sanırım. Ama eşim Sheen'den de öte bir şey. o bir nimet. ama bu bir başka günün konusu. boşverin.

MÜthiş müzikleri vardı filmin bir de...

her an ölebiliriz geriliminden sıyrılmak için askerlerin hep beraber kafayı çektikleri bir gece vardır filmde mesela. Çakır keyif halleri ile o dönemlerin popüler bir şarkısına eşlik ederler.

"So take a good look at my face
You see my smile looks out of place
As you get closer it's easy to trace
The tracks of my tears"

Gülen yüzlerine yakından bakınca gözyaşlarının izleri görebileceği(mizi) söylerler.

O kadar gençtim ki o sahnede içtiklerinin uyuşturucu olduğunu anlamamışım. Sadece film cok etkileyiciydi onu anlayabiliyordum.

Sonra bir başka yerde , bir başka şarkı vardı.
Jefferson Airplane söylüyor (şu an bu yazıyı yazarken ben yaklaşık 6. keredir )söyletiyorum onlara.

Bu şarkı da sonradan ögrendim ki uyuşturucu kültürüne bir gönderme yapıyor, hem de Alis Harikalar diyarı üzerinden. Beyin donduran - düşünceleri kilitleyen bu maddeye tüm ruhumla karşıyım.

Madde bagımlılıgından bağımsız bir 68 dönemi ve bir zaman tüneliniz varsa beni nereye ışınlayacağınızı biliyorsunuz.

Şimdilik benim için sadece bu enfes parçayı bir kaç kere dinleyebilirsiniz. Şarkının yükselişi beni öldürüyor.

Ben zaten şarkının sonuna inanıyorum
ne diyor Grace?

Remember what the dormouse said:
"FEED your head"
"FEED your head"

*Hatırla Ne demişti fındık faresi?
Kafanı besle
Kafanı besle.....

3 comments:

anne said...

babamda ne kızardı bana, ne kapışırdık üniversitedeyken...68liler gibi giyiniyormuşum diye...hiç de öyle özel bir çabam yoktu halbuki...eh onunki de babalık, her öyle giyinen sanki kendini aynı yolların kucağına atacak:)ya da o zamanlardan sadece kötü şeyler var..kim bilir, ben ne yaparım acaba Göksu'ya??

yummymummy said...

nerelerdesin Binnur? :(

Binnur A. Ö. said...

Fındık faresini beslemeye gitmiştim "dermişim"...
Hic bir şeyi besleyemedim ne yazık ki. Tatilde olmak mutlaka harika bir duygudur. Eller uzerinde tutuldugumuz bir 15 gun gecirdik. nerede oldugunu sanırım soylememe gerek yok, bir eşimin ailesinin kollarında, bir kendi alemin kollarında.
Fakat yazmak ve düşünmek adına pek bir şey yapılmamıs bir 15 gundu. Bu yuzden de daha kalabilecekken kactım geldim.
iyi yapmıs mıyım yummy?