2.11.10

kokular....

Ellerim balık kokuyor.
Bir annenin ellerinin haftanın belirli günleri kokması gerektiği gibi.

Ne imza günleri, ne kitap fuarları beni durduramaz. Ellerim balık kokmak zorunda. Ve dahi kereviz (ki corbaların içine çaktırılmadan eklenmiş) ve sonra saçlarım, saçlarım da sülfür kokmalı benim; en vitaminlisinden yeşil mi yeşil brokoli, "kirli" beyaz mı beyaz karnabahar kökenli.

Ve haşlanmışından nefret edilen havuçlar küçültülüp sinsice girmeli bir yemeğin içine. Ve elbette bir zamanlar otlaklarda işe yarayan bir inek dili "dil değil kızım o, diyll, diyylll onun adı, baban yanlış söyledi" diye yedirilmeli.

Ve defalarca yıkanan ellerim balık kokusunu def etmemeli, içselleştirmeli. Pamuk gibi bir yanağın kokusu burnuma sinmeli. Annelik dedigin şey kokulardan oluşmuş bir taç olup başıma konmalı....

No comments: