2.5.07

Cep delen sümüklüböcek kurtarıcısı...


Yağmurun sokaklara saldığı sümüklüböceklerden altısını kurtardığım bir akşamüzeri.
Bunun için miyadı dolmuş bir kredi kartından faydalandım.
Henüz kazanmadığımız paraları harcama şansı tanımaktan başka yararlıkları da varmış bu kartların meğer.
Aslında daha evel, yani kızım bir buçuk yaşlarındayken bir kez daha denemiştim ben bu kartların hayatın başka yönlerindeki işlevselliğini.
Ancak filmlerden öğrenilen hilelerin yalnızca ve yalnızca kötü niyetlilere yaradığını unutmuşum- kapı açılmadı.
Açmaya çalıştığım kapı bir alış veriş sonrası torbaları içeri almaya çalışan annesini sokakta- kendisini içerde naçar bırakan kızım ile aramda kalan sokak kapısıydı.

Kapı koluna anca yetişen bir “bir nevi” bebek içerde, elindeki kredi kartı ile kapının kilidini (tabiî ki) açamayan çılgına dönmüş kadın dışarıda.
Çok zaman geçmedi, tüm apartman sökün etti. Ama daha öncesinde ben karşı komşunun kapısını çalmış- yüzümde çözümlenemeyecek bir ifade ile ekmek bıçağı istemiştim.. Kadın bir anlam veremedi elbet. Hani sapıkça bir durum. Komşudan bir fincan şeker istenir, bir iki dilim ekmek istenir de pek bıçak istenmez. Azrail gibi kapıya dayanmış bir komşu- gözleri de fır dönüyor ve “bıçak!” diyor “ ekmek bıçağını versene bana!”

Sonraki replik: “Hayrola Binnur?”
Sonraki eylem: Kapı ile doğrama arasına umutsuzca bıçak sokmak.

Bıçak da işe yaramayınca çaresiz anlarda her beşere zühur ettiğini sandığım “deli kuvveti”ne sığınıp kapıya omuz atmaya başlıyorum... Çünkü daha sonraki eylem buymuş- gayri ihtiyari oluyor. Fakat gördüm ki ne kadar çaresiz olsam da, ne kadar delirsem de bendeki kuvvet beş para etmez*

Çevremi saran kadınların yapma etme, kızı da korkutuyorsun türü laflarını hayal meyal duysam da ben kulağımı aklımda ki daha baskın sese vermişim: “Babasının gelmesine yarım saat var … yarım saat boyunca bu velet evde ne yapar. Ya gidip deterjan yerse, ya ağlamaktan katılırsa” falan filan…

Apartmanın diğer erkeklerine göre daha serbest saatlerde evde olan bir adam varmış, neden sonra kadınların bana onu dediklerini duydum. Öyle ya bir erkek delirmeden de kapı kırabilir. (Kadın olmak ne zor iş… Karnında aylarca bebek taşıyacak güce sahipsin de kapı kırmak gibi “elzem” bir işi yapacak kas gücün yok. Bu ne yaman tezat.”

Çaldım tabi kapılarını, çalmam mı?

Pek de samimiyetimiz olmayan kadıncağız kapıyı açar açmaz aynen üst komşu gibi çözemediği bir surat ifadesi ile karşılaştı. Daha da beteri karşısındaki tuhaf bakışlı kadın şöyle diyordu :”Kocan evde mi?”

Tüm bu çabalar hiçbir işe yaramadı. Genelde evde yakalanabilecek adam evde yok, bıçak sadece ekmek kesmeye, kredi kartı da ekmek almaya yarıyor..
Sonra,
Birden,
her şey durdu. Bir tıkırt sesi duyduk.
Yüzünde başarmışlığın açtırdığı güller ile kızım kapıda. Yüzüme açılan kapılardan hiçbirine bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum …
Bir aydır görüşmüyormuşuz gibi kucaklaştık. Kadınlarda sevinç nidaları…. Komşu ne kadar da önemli şeymiş (o anda pek işe yaramasalar da)

İçeri girdiğimde gördüklerim ise duyguları şaha kalkmış bir anne için dramatize edilecek detaylardı. Bir şeyler yapabilme arayışı içindeki miniğim bir o odaya bir bu odaya koşmuş, yere yakın elektrik düğmelerimizden odaların ışıklarını (ki hava karanlık değildi) açıp eşyalar aramış. NEticede kapı koluna uzanabilmek adına kapı önüne bir çıtçıtlı body, bir oyuncak bir de oyuncak mama tabağı yığmış kendince.
Ah ah çaresizlik.
Minnacık bir bebeğe bile çare aratıyor. Ve hatta parmak ucuna kalkıp kapı açmayı öğretiyor.
VElhasıl dostlar, aman ihtiyacınız olmasın - temennim hiç değil-- ama bir gün ihtiyacınız olursa kredi kartları bu anlamda güvenilecek şeyler değil.... Siz en iyisi onları yağmurlu günlere saklayın.


--
*(bu laf seneler evel ağabeymle beraber yazdığmız bir şiiri hatırlattı bana. O günlerdeki hayat görüşümüzü yansıtan aptal bir şiir ama her nedense ezberimden silinmek bilmiyor)
Beş para etmez
Keki bile kesemez
Kardeşini dövemez
Karıncayı ezemez
Beş para etmez


http://disha82.sulekha.com/content/blogs/img/woman_crying_1.jpg

3 comments:

Zeynep B. said...

inanamıyorum ! okurken seninle birlikte ben de kart, bıçak ne varsa deniyor omuz atıyordum kapıya sanki !
Ancak hayat, dönülmez çaresizlikler vermediği sürece ne kadar öğretici olabiliyor...

Annelog Atölye said...

Kredi kartlarının bu işlevini bilmiyordum, iyi oldu öğrendim:)
Bizimhatun da annemde banyoda içeri kitlemişti kendini. Çıldırmıştım!! Biz kilidi kırıp açtıkkapıyı, kabus gibiydi. Şimdi kapılarda kilit tutmuyorum hiç Binnur:)

asliberry said...

kalbim ciddi anlamda sıkıştı.