16.3.08

Büyümek....

Çizgi filmlerden çizgi film beğenilmiş.
Oyuncaklardan oyuncak
Velhasıl tüm ganimetler ortaya serilmiş
dünya üzerinde yaşanan 3 yıl içinde toplanan…

Tüm bunlar bir erkek için.
Minik kızımın elbette çok seçim şansı yok.
Küçücük yaşam dairesine dahil olabilen üç beş küçük adam arasında en yakışıklısı değil , en popüleri değil en iyisi değil sadece ve sadece o gün eline ya da evine düşen,
onun için BİRİCİK…

Herkes geriye kahramanı beriye….
Fakat bu dünyanın atasözleri var sarf edilmiş ve
her daim haklı çıkma arzusu içinde…
Kaçan balık büyük olur
Ve çantadaki keklik “lezzetsiz” elbette…
Zaman göreceli bir kavram…
Henüz üç beş yıldır var olan biri için bir saat bile yeterince uzun bir zaman:
Akreple yelkovan tam bir tur atmadan atasözleri zuhur ediyor saklandıkları kuytulardan.

Ve…

Küçük bir erkeğin küçük omuzlarına dünyanın merkezi olma sorumluluğu ağır geliyor,
“BEN GİDİYORUM!” diyor.

Sesi ince, bedeni narin, saçı lüle lüle ve pembeler içindeki taraf isyanda…

“Gitme!” diyor.

Karşı taraf henüz kararsız… Önemsenmek güzel bir duygu aslında. Bir kere daha görmekte fayda var güzelin önünde eğildiğini…Duraklamak yeterli.

Pembeli etkiyi arttırmak maksadıyla cümlelerine dürüstlük katıyor:
“Gitme, gidersen üzülürüm… Çok üzülürüm….”

İşte o zaman erkeğin gözlerinde yeni çekilmiş bir kılıcın keskin ışıltısı parıldıyor.

“Gidiyorum,” diyor…

Elbette gidecek,
Başka türlüsü beklenemezdi…
Artık önüne serilen tüm legolar, tüm çizgi filmler, kekler, çikolatalar ve dahi mahsun bakan gözler tümüyle ama tümüyle değersiz…

Zamanın pişirdiği anne içinden kızıyla konuşuyor:

Bekle kızım biraz,
Büyümen zaman alacak…
Büyüdüğünün kanıtı ise
seçimlerin olacak…

Ve zaman sana annenin düşüncelerini duyabilme gücü kazandıracak....

1 comment:

Anonymous said...

Pembeliler hep guclu olsu, hak ettikleri yerde olsun.
Degil mi?