12.10.10

Aşkın Payı....


Geçmişi yüceltmek kolaydır.
Çünkü ondan size hepi topu bir kaç kare, en çok da güzel olanlar kalmıştır çoğunluk.
Güzel malzeme laf yapan ağızların harcı ile birleşir ortaya iyi bir hikaye çıkar. Anlatırır, dinlettirir.
Şerbet gibidir, nabza göre. İçimliktir bir dikişte. Şarap gibidir, bekledikçe güzelleşen . Sevgili gibidir, tadına doyum olmaz, uzaklaştıkça. Ve aşk gibidir alevlenen, dokunamadıkça.
Geçmişi anlatanın günahı olmaz. Anlattığına tanık olanlar olmadıkça civarda, anlatıcının dürüstlüğünden sual olunmaz.
Ağdalandırmak hakkıdır, yeşertmek, çiçeklendirmek çorak topraklarını anlatılanın. VE demek
“ O gün mis gibi bir hava vardı.
Kelebekler coşkuyla çırpmaktaydı kanatlarını.
Leylak kokuları sönük kalırken terinin yanında ,
ben uzanmaktaydım yanında.
Çimler altımızda yeşil bir halı.
Öpüşlerin vücüdumda sürgün veren bahar dalı.
Kanım yürüyordu damarlarıma.
Ve senin en ince kanallarına.
Yeni bir yaşam belirdi ikimizin arasından.
O da, ne senin, ne benim,
Sadece ama sadece aşkın payı!”
...

No comments: