17.12.09
187.SAYFA MİMİ
"1831 yılı yaz ayları, Fransa Kralı Louis-Philippe için güven ve mutluluk dolu aylardı."
---
Güzel bir mim.
Elinizdeki kitabın 187. sayfasını açın, ilk cümleyi yazın.
--
Okumakta olduğum kitap Alain de Botton'un "Statü Endişesi"...
187. sayfa mimi bana bir şey öğretti. Bir şey hakkında karar vermek için bir iki veri ile yetinme...
187. sayfanın ilk satırı bize onu içeren kitabın bir tarih kitabı, belki de romanı olduğunu anlatıyor. Oysaki gerçek bambaşka:
"Bu kitap, hepimizin içini kemiren ancak pek nadir ifade edebildiğimiz bir korkuyu su yüzüne çıkarıyor: başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü korkusu. Başarısızlığımızın toplum tarafından acımasızca yargılanacağı hissi. Bir başka deyişle bu kitap, evrensel bir endişeye, statü endişesine ayna tutuyor." diyor arka kapak.
Keyif alarak okuduğum bir kitap Statü Endişesi. Botton her zamanki gibi kafamda dönüp duran ama somutlaştıramadığım, bir araya toplayamadığım, toplayıp da kağıda dökemediğim düşüncelerimi yazmış (hissi veriyor bana).
Bana sorarsanı, 187. sayfadan ziyade "Akıllıca bir Mizantropi" başlığı altında sayfa 141'de başlayan bölümü ön plana çıkarmayı tercih ederdim.
Daha evvel (avının çevresinde turlayan köpek balığı taktiğiyle) çevresinde az biraz dolanıp yakınlık hissettiğim Schopenhauer'den örnekler verir Botton bu bölümde.
Mevzu başkalarının düşüncelerini önemsemek ya da önemsememek üzerinedir.
143. sayfanın sondan bir evvelki paragrafı şöyledir:
"İnsanların akıllarında dönüp duran düşüncelerin batıl ve gereksiz bir doğası olduğunu; görüşlerinin sığ, duygularının değersiz, yargılarının saçma, hatalarının da sayısız olduğunu gerçekten kavrayabildiğimizde ve tüm bunlara dair yeterince bilgi sahibi olduğumuzda, bize gerekli olan kayıtsızlığa erişmiş olacağız... İşte o zaman başkalarının görüşlerine fazlasıyla değer veren kişinin, aslında onlara hak ettiklerinden fazla şeref bahşettiğini anlayacağız."
.......
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment